Evet Dark-Kuzucuklarım, Güzin Ablanız bir kez daha sizinle.
Bugün yine oradan buradan bahsedesim var; aslında her yazıya bir oyun ayırmak da güzel olur, ama hazır köşeyi bulmuşken, oburca içimdeki beast’e teslim olup geek-gasm havuzumu doldurayım, maymun iştahıyla bir o konuya, bir bu konuya değineyim; siz de hiper-kinetik bir makale okuyun, tetikte olun.
* Evvelden de değindiğim gibi, World of Darkness (WoD) zaman içinde, tıpkı Wyrm’ün Eater of Souls çehresi, Oblivion veya 3000 yıllık öğlen uykusundan yeni kalkmış 3. Jenerasyon Tufandan Önceki Vampirler misali şişip oburlaştı. Fikirler, settingler artıp birbirine girdi. Peki çözüm ne? World of Markness… yani özgün Mark dönemi yaklaşımları.
Mark döneminin en önemli özelliği ise, olayın süper-gece yaratıklarının X-men-vari dünyası olmadığını görüyorsunuz. Yani Vampire the Masquerade (VtM) aslında, siz Brujah bir gangster oynayın diye yok, dostlar (evet açılıştaki o cool resmi ben de seviyorum gerçi).
Nedir VtM için slogan? A Game of Personal Horror. Anahtar kelime Kişisel. O yüzden nasıl oynayın biliyor musunuz? Kendi analog’unuzu yaratın. Denk yaş, statü, meslekte, kafada, etikte ve ideolojide bir karakter. Sonra herifi/hatunu kindred-ize edin. Bakalım ne olacak? Yemek işini, etik işini bakalım nasıl halledecek. Oyunun mekanikleri öyle zarif ki, çatışma zaten doğuyor. Uzi ve katana yasak!
İşte o zaman, dostlar, işte o zaman VtM oyunlarınız, Buffy’e değil, has birer Hitchcock filmine dönüşecek. Ve bundan öte bir övgü yok, inanın… Zira suspense ve ahlaki dilemma’nın hasından bahsediyoruz. Bir deneyin. Memnun kalacaksınız. Yani oyun 5000 yıllık elderların birbirine ateş topu ve güneş gözlüğü fırlatmasıyla ilgili olmasın.
* Werewolf the Apocalypse (WtA)… dedim ya, bu oyun iyi olabilir. Açın bir coğrafya atlası, ıssız yerleri düşleyin. Alaska, Sibirya. Orada koşan ilkel bir Garou hayalleyin. Saçma, çocuksu kabileleri boşverin. Mekanikleri takdir edin. Bu varlığın avlanmasını oynayın. Sürü arkadaşlarıyla ırmaklardan su içmesini, fırtınadan korkmasını. Ve yabani doğanın ortasında tekinsiz bir şato gibi yükselen viran bir nükleer santrali temkinle keşfetmesini oynayın. O binanın zehirli ve yapay koridorlarında ne gibi toksik kabusların gezdiğini düşünün. Oyunun teması animizm, şamanizm “vörsıs” sanayi, çürüme, insan hırsı. İlkel, savaşçı bir toplumun gün be gün, yayılan modern dünya karşısındaki trajedisini anlayın. Bunun için Borneo’daki eski kafa avcısı Dyak kabilesini okuyun. Ya da Roma karşısında savaşan Germen kabilelerini.
* Mage the Ascension (MtA)… Bilinçli bir grupla bu oyunu oynamak, peşinden koşulası bir ideal. Tek gereken, kişinin sphere’inin sınırlarını bilmesi ve tradition’ının tatlarını süs olarak katabilmesi. Life 1 ile, duvarın diğer yanındaki canlı düşmanın cinsiyetini, yaşını, sağlığını ve hangi canlı türü olduğunu sezmek için, Mage’iniz telefon application’ını mı kullanıyor, ruhlara bir mani mi mırıldanıyor, dua mı ediyor, kadim bir formül hesaplaması mı yapıyor, transa mı geçiyor, kül ve kemiklere mi bakıyor, derin bir nefes alıp kung-fu katası mı yapıyor, icadı olan buharlı periskobunu mu kullanıyor, yoksa söğüt dallarından bir fal mı bakıyor?
Şu oyunu hakkıyla oynayabilen bir grup kadar eğlenen yoktur (çünkü ‘hakkı’ çok iyi gm’dir… dermişim)
* Wraith the Oblivion (WtO)… WtO’a birşeyler oldu. 90larda kimse yüzüne bakmıyordu ama 3-5 yıldır, neredeyse CoC muhteremliğinde sayılıyor. Millet anladı galiba kalitesini. Bu arada RPG Delisi’nin kurduğu canlı bağlantı sağolsun, bizzat Mark’ın kendisinden öğrenip onay aldım. Adam WtO için Mad Max’ten esinlenmiş. Öbür taraftaki o garip kıyamet sonrası ortam ondan. Ve bence çok şiirsel bir evirme. Düşünün Mad Max’te de bir Ölü Dünya var, çünkü dünya ölmüş. WtO’da ise kişi. Valla böylesi bir paralelliği öyle her yazar kuramaz diye düşünüyorum. Mad Max’ten Ghost filmine sıçrayabilmek bence iyi mesafe ve zıplayış. Helal.
O yüzden Shadow muhabbetini boşverin , anacım. Şöyle yüksek oktanlı bir Mad Max macerası oynayın. Slaver’lar, hayalet shotgun’lar, wasteland’lerin en korkuncu olan Tempest ve korkunç Spectre’lar. Ha bu arada tabii ghost maceraları da yaşayın, yaşamayın demiyorum (ama oyun diyor, yaşamayın, çünkü ölüsünüz keh keh… dermişim)
* Changeling the Dreaming (CtD)… yine MtA gibi düşünüyorum… Bu oyun otursa, tadından yenmez. Bir de önerim var. Arkadaşlar, oyunun sunumu, 90lar Amerikan gençlerine göre. Yani You’re a teenager & you discover that you are fairy…
Yok ya! Demek istiyorum bunlara. Fu*k you! Diyorum onlara.
Ya biz bu oyunu, bu heriflerin lanse ettiği şekilde oynamaya çalışarak batırdık işte dostlar. Ya peri yaratmadan önce, gittik Amerikalı teenager yarattık oğlum! Var mı böyle bir şey?
Şimdiki aklım olsa ne yaparım biliyor musun?
Mortal yanını boşver; direk Fae yarat. Issız bir koruda, Fae şatosundaki olayları oyna. Gerekirse, yani Glamour fazla taşıp delilik Bedlam tehdidi oluşursa, bu Fae’miz, önemsiz bir mortal kisve ile insan dünyasına geçici ziyaretler yapsın.
Yani önce Kate ve Mike yaratılmaz. Çok anlamsız. Ters taraftan gelmeli. Amerikan TV dizisi değil bu. Liseli Şikago ergeni yaratıp sonra onun Fae maceraları oynanmaz; bunlar eski kıtaya-Avrupa’ya- ait, kadim, kudretli varlıklar. Başlatmasınlar Mike’ından, Selena’sından.
Evet, bugün de bana ayrılan space’in ve time’ın sonuna geldik. Bir sonraki yazıya kadar, mood’unuz ve wod’unuz hep dark kalsın. Blood Pool’unuz, Rage’iniz, Arete’niz, Pathos’unuz ve Glamour’ınız hep dolu kalsın.
Sizin Güzişiniz.
Sevgili Dork Güzin Abla,
YanıtlaSilBütün bu oyunların, sizinde beğenerek tavsiye ettiğiniz ilk versiyonları, aslında 80'lerden 90'lara geçişte kalan punk görüşünü doğa üstü ile birleştirerek "supernaturalpunk" akımı gibin bişey kurgulamıyor mu? Salık verdiği oynama biçemi Michael, Sam, Edgar, Allan, David gibi deri montlu, rayban gözlüklü, motorize oyuncuları içermoor mu yani? Mark bu konuda bize markaj yapmamış mı? Biz yaşımızı aldıkça oyunları, sanki oyun hamuru gibi yeni biçimlere mi sokmaya çalışmalıyız? Yoksa bırakalım gitsin, mazimizde ki hoş yerini mi alsın? Birde ben bu oyun kitapları ile sadece sürtünme ile beraber olsam hamile kalır mıyım?
Teşekkürler
Sevgili Wodaphone kullanıcısı Yoncagül,
YanıtlaSilOyun 90larda doğdu ve dönemin Crow tarzı fiilmlerinin gothic-punk estetiğini yansıtıyor, doğru...
...lakin bu oyunun dış kaplaması/kaportası/sunumu/estetiği sadece. Oysa oyunun iç motoru/teması/lokomotifi "insanlığına tutunmaya çalışan canavar". Ve eğer kendimize en yakın karakteri yaratmazsak, oyunun özünü iliklerimize kadar hissedemeyiz. Yüzeysel kalırız, o cool deri ceketli tripli elemanlara döneriz(... ki onların üzerinden de en az 15-20 yıl geçti)
yani bu oyun (VtM) 2 biçimde gider... 1: çakma bir amerikan filmi devşirmesi senaryo ile çizgi-roman-vari bir oyun
ve 2-Kendimize en yakın temsili karakterin kindred olma yolculuğunun dehşetli seyrini. Oyun aslında kendini böyle lanse ediyor; ama paketlemesi, sunumu, estetiği daha cool daha bir "hip super-night-creature" tadında. Ve bu da oyunu algılamamızda ve yorumlamamızda ve tüketmemizde ikili, çelişkili bir çatlama yaratıyor.
Diğer soruna gelince, oyun kitapları ile olan beraberliğin konusunda zar konusunun aşılmış olmasına çok sevindim. Zar kafada. Artık bunları aşmamız lazım. Önemli olan oyunlarımızla sağlıklı bir beraberlik. Diceless da oynanır yani.
Darkus Güzicus
Selamlar,
YanıtlaSilClassic World of Darkness'ın bir noktadan sonra olayların skalasının fazlaca büyümesiyle ya da insanların oynayış tarzıyla bir noktada bu şekilde oynanmaya başlaması olan lakin üzücü bir durum tabiki.
Nwod'daysa tam olarak yapmaya çalıştıkları şey o cwod'un ilk zamanlarını yakalamak gibi Bu sefer o eski "gothicpunk" yok evet ama oyunlar daha bir game of personal horror olmaya odaklı, güç seviyeleri genelde daha düşük. Organizasyonlar daha şehir odaklı, kenarda dünyayı yönetmeye çalışmak yerine. (Cwod'da da yönetmiyorlar da yine de kabul ederim bir Camarilla vb. aslında gizli gizli dünyayı yönetiyor hissiyatı var çoğu kişide.)
Ben de bilemedim bir isim yazmak lazım ama.
Her güzel eser gibi, başarı karşısında ticari kar hedefleyip şişti. kendini yitirdi. tıpkı star wars'un bugünlerde eski güzel kız halini yititirp, botokslu, silikonlu, bir kokonaya dönmesi gibi.
YanıtlaSilNWoD'un bazı ürünlerini başarılı buluyorum; Promethean bir şaheser. Ama aslında hepimizin bildiği üzere, NWoD, şirket editörlerinin, OwOD'u diriltme, mantığa bürüme ve ilk haline döndürme ve/veya aksaklıkları düzeltme çabası.
Gizemli Sabbat yerine VII; o çizgi filme dönüşmediği ciddi haliyle werewolf, sistemi soyut olmayan Mage; depresif olmayan Wraith; surreal olmayan changeling; ve HtR'den daha iyi yazılmış bir ser olan HtV (ki zaten şu masamdaki Tansaş alışveriş listesi bile HtR'den daha iyi yazılmış bir eserdir)
E durum böyle ise, amaç OWoD'un o ilk, tutarlı, gotik, inanılır, Marvel Universe olmamış haline dönüş ise NwOD'un gençlik aşışsna, kürüne, patch'ine yamasına ne gerek var?
"Old WoD school gaming" diye şu an icat edebileceğimiz bir terimin ifade ettiği yaklaşımla oynarız daha iyi.
DG (Dark Güzin)
Zamanla insanların CWod'un o haline alışması ve beklentilerinin bu yönde değişmiş olması OWSG şeklinde oynamayı zorlaştırabilir ama tabiki oyunculara bağlı bir durum bu. Yazılarınızın da devamını bekliyoruz, iyi akşamlar.
YanıtlaSilBir isim